1456 yılında Fatih Sultan Mehmet Han zamanında Venedik'ten bir heyet Fatih'in huzuruna gelir.Onunla önemli bir konuda görüşmek istediklerini, Medusa'dan bahsedeceklerini söylerler.
Ancak Fatih, bu heyetle görüşmek istemez. Eğer anlatacakları bir şey
varsa, veziri ile görüşmelerini söyler ve vezirini görevlendirir. Araya hatırlı
kişileri sokan heyet, vezirle değilde yeniden Fatih ile görüşmek ister. Fatih,
bu istediği de kabul etmez. En sonunda heyet, vezirle konuşmayı kabul eder.
Vezire, Yerebatan Sarnıcının içinde bir yerlerde bulunan
büyük bir hazineden bahsederler.
Hazinenin yerini bildiklerini ancak bir şartla söyleyeceklerini anlatırlar.
Vezir, şartlarının ne olduğunu sorduğunda ise bunu sadece Fatih Sultan Mehmet
Han'a ondan başka kimseye söylemeyeceklerini dile getirirler.
Vezir, Fatih'in huzuruna çıkarak duyduklarından bahseder. Siyasi dehaya sahip Fatih'te bir şart koşacağını söyleyerek heyetten yalnızca bir kişiyle konuşmayı kabul eder. Verilen tarihte heyet temsilcisiyle görüşür. Yerebatan sarnıcındaki hazineden bahseden temsilci, altın ya da bir gümüşten değilde bir lahitten söz eder. Lahitin içinde bulunan mumyalanmış cesetin olduğunu ve önemini anlatan temsilci. lahitin kendilerine verilmesini ister.Karşılığında ne isterseniz vereceğiz der. Fatih'in bundan sonra ne dediği ne karar aldığı bilinmiyor. Sonraki dönemlerde lahitin verilmediği Abdülhamit zamanından anlaşılıyor. Lahit haberini alan ve gizemli olaylara ilgisi olan Abdülhamit, lahitin bulunmasını emrediyor. Paganist bir örgütün peşinde olduğunu bilen Abdülhamit, lahitin bu örgüte verilmesini kesinlikle reddediyor. Yıldız İstihbarat gücünün de desteğiyle Yerebatan Sarnıcının dehlizlerinde bulunan lahiti, bizzat kendi gözleriyle görmek isteyen padişah, lahit açıldığında yanındakilerle beraber dehşete düşer. İnsan başlı, alt kısmı ve saçları yılan örgülü olan bozulmaya yüz tutmuş, bir medusa cesediyle karşılaşırlar.
Lahitin bulunduğundan kimseye bahsetmek istemeyen padişah,
bir ferman yayınlayarak, bilgi kişileri toplar. Fitne, fesat yayılmaması için,
halkın bu durumdan haberdar edilmemesini söyler. Gizli örgütün de peşine
düşeceğini bildiği için bir karara varılır.
Lahit, güçlü urganlarla, hamallar ve tulumbacıların katkısıyla, Fatih Cami nin olduğu yere çıkarılır ve içi boşaltılır. Yapılan sergide, lahitin fotoğrafı gazetede boş olarak görünür.
En son Kraliçe Mezarının yanında görülen lahite ne olduğu tam olarak bilinmiyor.Bilinen bir şey varsa, o zamanın bilgili insanlarına göre, yılan saçlı bu cesedin dinozorlar zamanından kaldığı biliniyor.